Çevremde gördüğüm kadarıyla genellikle “centrino” kavramı yanlış bilinmekte. İnsanların bir çoğu centrinoyu dizüstü bilgisayarlarında kullandıkları işlemci olarak biliyorlar. Ben de bu kavram üzerinde okuduklarıma binaen biraz bilgi vereyim istedim.
Intel Centrino ismini öyle güzel ön plana çıkarttı ki, bir anda dizüstü bilgisayar piyasasında centrino ismi kasıp kavurmaya başladı, ancak eksik bilinerek. Intel’in 2003 yılında görücüye çıkarttığı centrino bir işlemci değil aslında bir platformun ismi. Bu platformda ise 3 yapı bulunmakta:
Kısaca dizüstü bilgisayarınızın centrino platformunda olması için bu 3 bileşenin de makinenizde mevcut olması gerekmekte.
İlk Centrino
Centrino ilk çıktığı günden bu güne kadar çok yol kat etti. 2003 yılında piyasaya sunulan centrino platformunda temelleri Pentium3′e dayanan Banias kod adlı Pentium M işlemci, Intel’in dizüstü bilgisayarlar için hazırladığı yonga seti olan 855 serisinden bir yonga seti ve yine Intel PRO/Wireless 2100 ya da 2200 tipinde bir kablosuz ağ adaptörü mevcuttu. Banias 1 MB tampon belleğe ve 130 nm. üretim teknolojisine sahipti.
Hemen bir satır arası yapalım. Bu bahsedilen nm (nanometrenin kısa ismidir) şu anlama gelir. İşlemciler bilindiği üzere transistörlerden meydana gelir. İşte bu transistörler arasındaki mesafe nanometre olarak hesap edilir. Nanometre (diğer adıyla milimikron) milimetrenin milyonda biridir. İşlemci teknolojisinde bu mesafe ne kadar kısa olursa o kadar yol kat edilmiş demektir.
Güncellemeler
Centrino günümüze kadar her sene kendini yenileyerek geldi. İlk güncelleme 2004 yılının ortalarında oldu. Burada değişen tek bileşen işlemci oldu. Pentium M’nin yeni teknolojisi 90 nanometreye çekildi ve tampon bellek 2 MB’ye çıkartıldı. Artık bu yeni işlemcinin kod adı Dothan’dı. Dathon çok başarılı bir sıçrama oldu ve neredeyse masaüstü sistemlerle performans açısından yarışacak seviyeye geldiler.
İkinci güncelleme 2005′in başında oldu. Artık yeni platformun ismi Sonoma olmuştu. Bu büyük ölçekli bir güncellemeydi zira hem işlemci veriyolu hızı 400 MHz’den 533 MHz’ye yükseltilmiş, hem de kullanılan yonga seti 855′ten 915 serisine geçilmişti. Ayırca bu platformla beraber ilk defa dizüstü bilgisayarlarda DDR2 bellek kullanılıyordu. DDR2 bellekler 2.5 volt ile çalışan DDR belleklerden daha az gerilim çekerek -1.8 volt- pil ömrüne ciddi katkılar sağlıyordu. Şu anda piyasada bulunan bir çok dizüstü Sonoma platformundadır.
Yeni platform
2006 yılında ise çok daha büyük bir sıçrama oldu. Platform tüm bileşenlerini değiştirerek yeni bir isim aldı; Napa. Aynı zamanda yıllardır değişmeden kalan Centrino ismi de artık değişiyor ve ikiye ayrılıyor; Centrino Duo ve Centrino Solo.
Artık yeni kullanılan işlemciler Pentium M değil, bunun yerine kullanılan işlemci Core ismini taşımakta. İşlemcinin tek çekirdekli tipine Core Solo, çift çekirdek taşıyanına ise Core Duo ismi verilmekte. Core işlemcisi 65 nanometre teknoloji ile üretilmekte. İşlemci çift çekirdekli olmasına rağmen taşıdığı uyku modu sayesinde (C4 Deeper Sleeper) öngörülenden daha az güç tüketmekte.Bu Dothan’dan bile daha düşük. Yeni işlemci 2 MB tampon belleğe sahip ve SSE2′ye ek olarak SSE3 komut setini de desteklemekte. Çift çekirdekli işlemcilerde bu tampon bellek ortak kullanılmakta. Çekirdeklerden biri gerek duyuyorsa tampon belleği istediği kadar kullanabiliyor, haliyle her çekirdeğin tampon belleği kendine özel ayrılmış değil. Ayrıca tek çekirdekli Coro Solo’da da 2 MB tampon bellek bulunmakta.
Bu platformdaki yeni işlemcinin kod adı Yonah ve veriyolu hızı 533 yerine 667 MHz. Yonga seti olarak 945G kullanılmakta ve kullanılan DDR2 çift kanal erişimli. Böylece DDR2 bellek de 667 MHz kullanabilmekte. Eski işlemciler çalışma hızlarını 800 MHZ’ye kadar çekebiliyorken Yonah’da ise bu hız en düşük 1000 MHz. 945G yonga setine fazladan söylenebilecek bir kaç şey de kullanılabilen bellek miktarının üst sınırının 2GB’den 4GB’ye çıktığı ve grafik işlemcisinin 333 değil 400 MHz’de çalışabiliyor olması. 945g model olarak ikiye ayrılıyor: 945GM ve 945PM. PM’de dahili bir grafik çekirdeği bulunmuyor, tek fark bu.
Yeni platformdaki bir başka değişiklik de kablosuz ağ adaptörünün 3945G’ye terfi etmesi. Bu adaptörün asıl ismi ise 3945ABG. Adından da anlaşılabileceği gibi bu adaptör 3 iletişim standardını da desteklemekte. Tek kart ile 802.11a, 802.11b ve 802.11g tipindeki ağlara bağlanabilirsiniz.
Burdaki önemli bir ayrıntıda yeni kartın eski kartlatda olduğu gibi sisteme MiniPCI slotu üzerinden bağlanmaması. Yeni kartlar artık PCI Express Mini Card tipinde. Ayrıca bu kartla beraber dizüstlerine yeni bir olgu daha geliyor. WoWLAN ya da uzun haliyle Wake-on-WirelessLAN. Kısacası bilgisayarınızı kapalıyken kablosuz bir ağ üzerinden uyandırabileceksiniz.
Peki yeni platform ne getiriyor?
Öncelike ilerde sıkça dizüstü bilgisayarlarda görmeye alışacağımız bu platform, bize performans olarak katkı sağlayacak. Bu peroformans artışına rağmen daha az güç teketiliyor ve pil ömürleri artıyor. Sonuçta bilgisayarınızda iki işlemci olmasa da iki çekirdek taşıyan bir işlemciniz oluyor.
Peki değiştirmeli miyim?
Eğer elinizdeki dizüstü size yetiyorsa, hala performansından şikayetçi değilseniz (hele hele bir Sonomaya sahipseniz) şu an için değiştirmenin lüks olacağını şahsım adına rahatlıkla söyleyebilirim. Ancak eğer bir dizüstü sahibi değilseniz bu yeni platformu mutlaka göz önünde bulundurun.