LCD mi? Plazma mı?
LCD TV’ler
Likit Kristal ekranlı televizyonlar yani LCD TV’ler adından da anlaşılacağı gibi görüntü vermek için LCD teknolojisinden yararlanır. 2000’li yılların başlarında LCD düz ekranlar, bilgisayar monitörü pazarında eski tip CRT monitörlere oranla yavaş yavaş daha çok pay almaya başladı. Zaman içerisinde geliştirilen teknolojileri ile birlikte, özellikle büyük ekranlı HD uyumlu televizyon pazarında plazma TV’ler ile yarışır hale geldiler.
İlk LCD televizyonların diğer teknolojilere göre bazı zaafları vardı. Örneğin hızlı hareketli görüntülerde “ghost – hayalet” efekti (hareketli nesnenin arkasında iz kalması) oluşuyordu ve güzel ve net görüntü görebilmek için muhakkak belli bir açıdan LCD ekrana bakmak zorundaydınız. Zaman içerisinde bu sorunlar büyük oranda aşıldı ve LCD ile plazma televizyonlar, tüplü televizyon pazarından gün geçtikçe daha büyük pay almaya başladı.
Uzun zamandır, LCD teknolojisinin sadece küçük ekran boyutlarında iyi sonuç verdiği, 40” (102 ekran) ve üzerindeki boyutlarda plazma TV’ler ile yarışamayacağı düşünülüyordu. Aynı zamanda, plazma TV’ler fiyat/performans dengesinde de LCD’lere karşı avantajlıydılar. Ancak Sharp, Samsung, Sony, LG ve Philips gibi önemli üreticilerin üst üste yaptığı yedinci jenerasyon LCD panel duyuruları ile birlikte bu durum da bir manada eşitlenmiş oldu.
Plazma TV’ler
PDP (Plasma Display Panel) kısaltmasıyla da karşımıza çıkan plazma TV’ler son yıllarda ağırlıklı olarak 37” (94 ekran) ve üstü büyük ekranlı televizyonlar olarak karşımıza çıkıyorlar. Teknik olarak plazma TV’ler, içerisinde neon ve ksenon gazlarının bulunduğu birçok küçük hücrenin iki cam panel arasına yerleştirilmesi prensibi ile çalışıyor. Hücrelerdeki gazlar elektrik marifeti ile plazmaya dönüşüyor. Plazmanın çıkarttığı fosfor da ışık üreterek, bizim ekranda resmi görmemize olanak sağlıyor. Plazma ekranların çok geniş bir renk skalası bulunuyor. Bu özellikle, Plazma TV’ler görüntü üretiminde en zor konulardan birisi olan ama öte yandan, örneğin; film izlerken, eksikliği en çok hissedilen ‘mükemmel’ siyaha da yüksek siyah seviyesi ile erişiyor. Son kuşak plazma TV’lerin yaklaşık 60.000 saat izleme ömrü var. Ancak, izleme süresi uzadıkça, renk kalitesinin ilk günkü seviyede kalmayıp (projektör ampulleri gibi) azalacağı da bir gerçek.
Plazma ve LCD teknolojilerinin farkları nedir?
İlk bakışta plazma ve LCD TV’ler birbirlerine çok benzer görünebilirler. Ancak biraz yaklaştıkça, bunun çok da doğru olmadığını görüyorsunuz. Bu iki teknolojinin temel farkları, görüntüyü oluşturma şekilleridir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi plazma TV’ler resmi oluşturmak için elektrik ile minik hücreler içinde bulunan gazları uyarıyorlar. Gazlar da fosfor üretip, ışık ve dolayısıyla, resmi elde ediyorlar. LCD TV’ler ise iki cam tepsi arasındaki boşluğa yerleştirilmiş likit kristallerden meydana geliyor. Resim ise, bu kristallerin her birine farklı oranlarda elektrik verilerek arka kısımdan gelen beyaz floresan ışığının kırılmasıyla oluşturuluyor.
Eski tip tüplü TV’lerle plazma ve LCD ekranlar arasında resim kalitesi açısından gerçekten bir fark var mı?
Aslında LCD ve plazma TV’leri birbirleriyle o kadar çok karşılaştırmaya başladık ki, şu soruyu kendimize sormayı unutuyoruz: Gerçekten de evimizdeki tüplü televizyonun yerine (LCD veya plazma) bir düz ekran TV aldığımızda, görüntü kalitesi artacak mı?..
Bu bakış açısında hem plazma, hem de LCD TV’lerin mükemmel görüntü verdiğini söylemeliyiz. Ancak hala birçok ev eğlencesi uzmanı ve oyun geliştiricisi CRT’lerin halen en gerçekçi görüntüyü verdiğini savunuyorlar. Tabii bunu söylerken de, plazma ve LCD’lerin gün geçtikçe bu farkı kapattığına dikkat çekiyor ve HD yayınlar için bu durumun geçerli olmadığını da belirtiyorlar. Aynı uzmanlar, LCD’lerin plazma TV’ler karşısında bir zayıf noktası olduğunu da söylüyorlar: Siyah renk. Halen plazma TV’ler, LCD TV’lere göre daha gerçek siyahlar üretiyor ki, bu da toplamda elde edilen renk doygunluğunu daha zengin kılıyor. Bunun nedeni ise LCD teknolojisinin doğasında yatıyor. LCD tabakasının altında bir arka ışığı parladığı için, gerçek siyaha erişmek zorlaşıyor. Çünkü her bir pikselin arasından (biz gözümüzle tek tek fark edemesek de) bir ışık kaçağı oluyor. Tabii bunu söylerken, her yeni kuşak LCD panel üretiminde bu sorunun gittikçe daha da aşıldığını da belirtmek lazım.
Plazma ve LCD TV’nin avantaj ve dezavantajları
Görüntüler arasındaki farklar
“Plazma mı ve LCD TV mi” sorusunu anlamanın en iyi yolu her iki teknolojinin belli parametrelerine bakmaktan geçiyor. Bu sayede her iki teknolojinin de avantaj ve dezavantajlarını ortaya koyabiliriz.
1. Kontrast
Plazma televizyonlarda 10.000:1 gibi oldukça yüksek kontrast değerlerine rastlayabilirsiniz. Siyah rengi oluşturma oranı olarak tercüme edebileceğimiz kontrast, ne kadar yüksek olursa görüntülerdeki siyah renk de o oranda gerçekçi olur.
Mevcut plazma TV’ler bu yüzden karanlık görüntülerde daha iyi sonuç verir. Karanlık sahneler daha derin ve zengin olarak izlenir. Hali hazırda satılan LCD televizyonlar ise maksimum 2.000:1’lik kontrast değerlerine ulaşabiliyor. Bu orangerçeğe yakın bir siyah ton üretmek için yeterli olsa da karanlık görüntülerde plazma televizyonlar kadar başarılı olduğunu söylemek biraz zor.
Gerçi LCD TV’lerin son yıllarda geçirdikleri evrim neticesinde bu açığı zaman içerisinde kapatacakları kesin. Hatta elimize ulaşan son bilgilere göre 10.000:1 kontrast oranına ulaşan LCD TV’ler de yolda.
2.Renk
16.9 milyon renk ile başlanan süreçte günümüzde artık 549 milyar renk oranları telaffuz ediliyor. Plazma televizyonlar bugünlerde Dual 13 bit teknolojisiyle 549 milyar renk üretir duruma geldiler. Yine de bir insan gözünün algılayabileceği renk oranının 4 milyar olduğu unutulmamalıdır.
Plazma ekranlarda her pikselde kırmızı, mavi ve yeşil elementler bulunuyor. Bu teknoloji spektrumundaki her bir rengi üretebilmek için tüm elementleri bulundurduğundan oldukça ileri bir düzeyde. Bu yüzden plazmalar, LCD’lere nazaran daha doğal ve daha zengin renkler sunuyor. LCD’ler ise ışık dalgalarını manipüle ederek beyaz ışıktan renkleri çıkararak görüntü üretir. LCD teknolojisi bu konuda başarılı olsa da bu sistem renk devamlılığı açısından zor bir yöntemdir. Öte yandan LCD teknolojisinin ulaşabildiği renk
oranı 12.8 milyardır. Renk aralığı da kırmızı ve yeşil tonlar için biraz daha dardır. Bu nedenlerden ötürü ton geçişlerinde biraz daha zayıf kalırlar.
3.Detaylar, keskinlik, canlılık
Plazma hücreleri daha büyük olduğundan yakından bakıldığında görüntüyü oluşturan pikselleri fark edebilirsiniz. LCD ile aynı ekran büyüklüğündeki plazma panellere, rakibine göre daha az piksel sığar. Sonuç olarak yeterli bir keskinlik, canlılık ve detay ortaya koysalar da bu konularda LCD’ler kadar başarı değillerdir. LCD’ler, arka ışık sistemi sayesinde plazmaya göre çok daha canlı bir görüntü ortaya koyar. Özellikle HD içerikli
yayınlarda LCD’nin görüntü keskinliği çok daha iyidir. Bu da izlediğimiz görüntülerdeki öğelerin hatlarının daha belirgin, üç boyutlu olmasını ve görüntünün net görünmesini sağlar.
4.İzlenme açısı
Plazmalar kısa bir süre öncesine kadar daha iyi bir izlenme açısı sunsalar da LCD bu konudaki açığı kapatmış hatta bazı modellerde öne bile geçmiştir. Günümüz plazmaları
175 derecelik bir izleme açısı sunarken LCD TV’lerde bu oran 178 dereceye çıkmıştır. Yine de LCD TV’lere yandan baktığınızda bir nebze de olsa kontrast ve renk kaybına tanık olabilirsiniz. Plazmalara ise yandan bakıldığında hafif bir gölgelenme göze çarpabilir.
Ekran büyüklüğü ve maliyet Plazmalarda standart ekran büyüklüğü 42 inç’ken bu oran
LCD TV’lerde 32 inç’dir. Ekran büyüklüğü LCD TV’lerde 37 inç’in üzerine çıktığında ödeyeceğiniz miktar da ciddi oranda artar. Ayrıca 100 inç büyüklüğünde plazma televizyon yapılabilirken LCD TV’lerde en büyük ekran 80 inç’dir. Özetle ekran büyüklüğüne ödenen para konusunda plazma TV’ler daha avantajlıdır. Ancak 32 inç büyüklüğünde LCD TV’lerin fiyatları daha avantajlıdır.
5.Hareketli görüntüleri yansıtma
Plazmalarda her pikselin kendi parlaklığı dijital şekilde oluştuğu için hareketli görüntülerdeki tepki süresi çok hızlı meydana gelmektedir. Plazma televizyonlarda tepki süresi “0” ms olduğundan yani görüntüleri bire bir verdiğinden görüntüler daha akışkan bir biçimde izlenir.
LCD TV’ler zaman içerisinde bu konuda büyük bir aşama gösterseler de plazma TV’ler kadar başarılı sonuçlar ortaya koyamamaktadırlar. LCD’lerde hareketli görüntüleri iletme aşamasında ön plana çıkan piksellerin tazelenme hızı yeni modellerde 4 ms’ye kadar düşmüştür. Özellikle piksellerin tazelenme hızları yüksek olan LCD TV’lerde hızlı hareket eden cisimlerde zaman zaman bozulmalara yol açabilir.
6.Panel ömrü
Plazmalardaki fosfor zaman içerisinde etkisini kaybeder. Ancak bunun için geçmesi gereken süre 60 bin saattir. Bu sürede günde ortalama 6 saatlik bir kullanımla, 22 yılı buluyor. Panel ömrü bittikten sonra kırmızı renkte hafif azalmalarla plazma televizyonlarınızı seyretmeye devam edebilirsiniz. LCD’lerin panel ömrü de plazma TV’lerle eşitlenmiş durumda. Panel ömürlerini tamamladıklarında bu ürünleri de, arkadan ışık veren ampullerini değiştirerek kullanmaya devam edebilirsiniz.
Plazma mı LCD mi almalı ?
Plazma TV’ler; karanlık sahneler, hareketli görüntülerde ve renklerin doğallığı konularında LCD’lere nazaran daha iyi sonuç veriyorlar. Keskinlik, detay ve renklerin parlaklığında ise LCD, plazma TV’lere karşı daha başarılı. Eksilerine baktığımızda LCD TV’ler hızlı hareket eden cisimlerde görüntülerde zaman zaman bozulmalara yol açabiliyor. Karar vereci tek mekanizma bu noktada sadece gözünüz olabilir. Eğer gerçekten 40 inç ve üzeri gibi büyük bir televizyon istiyorsanız bu boyutlara çıkıldığında fiyat avantajı ile LCD’nin daha iyi çözünürlük sunmasına rağmen plazma TV’ler bir adım önde.
Öte yandan 37 inç ve altında bir televizyon almayı düşünüyorsanız; o zaman tercihinizi, LCD TV’den yana kullanabilirsiniz. Bu boyutlardaki LCD TV’lerin gün geçtikçe daha da ucuzlaması ve teknolojilerinin her gün biraz daha ileri gitmesi, onları bu sınıfta neredeyse rakipsiz kılıyor.
HD faktörü
Plazma ve LCD TV’lerden bahsediyorsak, kesinlikle üzerinden geçilmesi gereken bir konu da HD, (High Definition), yani yüksek çözünürlüklü yayın ve içerikler. Blu-ray ve HD-DVD gibi yüksek çözünürlüklü formatların piyasaya girmesi bir yandan, dijital televizyon yayınlarının hızla HD’ye dönüşmeye başlaması öbür yandan bizi yüksek çözünürlüklü bir geleceğe doğru itiyor. Üstelik bu gelecek çok da uzak değil. Yüksek çözünürlüklü yayın ve içerikler, kelimenin tam anlamıyla, daha önce hiç karşılaşılmayan bir izleme deneyimini kullanıcılara sunuyor. Daha fazla pikseli ekrana sığdırarak ve sıkıştırılmamış dijital video ile elde edilen yüksek çözünürlüklü görüntüler sayesinde, ekranda ciddi bir derinlik, keskinlik ve olağanüstü renkler oluşuyor. Yüksek çözünürlük yeteneği, yayıncılıkta renkli yayına geçişten bu yana yaşanan en büyük atılım olarak nitelendiriliyor. Göstergeler ve yapılan çalışmalar 1-1,5 yıllık bir süre zarfında, Türkiye’de de daha fazla HD yayın ve içerik olacağını ortaya koyuyor.
LCD ve Plazma TV satın almak için 5 neden:
1- Daha yüksek çözünürlük
LCD ve plazma TV’ler klasik tüplü televizyonlara göre daha yüksek çözünürlüğe sahiptir. Dolayısıyla HD yayınları ve içerikleri uyumlu LCD ve plazma televizyonlarla rahatlıkla izleyebilirsiniz. Zaten bir kez HD bir görüntü izlediğinizde bir daha geri dönüşünüz olmadığını unutmayın.
2- Sinema keyfi
Eğer bir sinema tutkunuysanız ve DVD koleksiyonunuz gün geçtikçe artıyorsa, sizin için de LCD ya da plazma TV’den kaçış yok demektir. Sinemada izlerken aldığınız keyfi evinizde de almak için 16:9 geniş ekran formatını önerebiliriz.
3- Enerjiden tasarruf
LCD ve plazma TV’ler eski tip CRT televizyonlara göre neredeyse yarı oranda (hatta bazı modellerde daha da fazla) daha az elektrik harcıyorlar. Evlerimizdeki televizyonların artık neredeyse tam gün açık kaldıkları düşünülürse, düz ekran bir televizyona geçmek hem elektrik faturanız, hem de çevre için bir kazanç oluyor.
4- Yerden kazanç
Birçok evin salonlarındaki dar yaşam alanlarını düşündüğümüzde, neden LCD veya plazma TV almamız gerektiğine dairbir neden daha kendiliğinden karşımıza çıkıyor: Yerden kazanç. İnce ve zarif düz ekran televizyonları duvarınıza monte ettiğinizde, tüplü televizyonunuzun salonunuzda ne kadar çok yer kapladığını siz de fark edeceksiniz.
5- Bağlantı çeşitliliği
Her gün ev sinema sistemi bileşeni adedi artıyor. DVD oynatıcı, uydu alıcı, dijital yayın çözücü, DVD kaydedici, video kamera ve hatta VHS video oynatıcı. Bunların hepsinin aynı
anda televizyonunuza bağlı olmasının, her seferinde kablo takıp çıkarmaktan sizi kurtaracağını düşününce, çok bağlantı seçenekli bir LCD ya da plazma televizyona sahip olmanın önemi de anlaşılıyor.