Üye Kayıt Üye Giriş

Nedir bu RAM denilen şey?


Nedir bu RAM denilen şey?



RAM, bilgisayarınız açıldığından itibaren verilerin depolandığı bellek. Peki RAM’e neden ihtiyaç var? Sabit diskler dururken veriler neden RAM’lere yazılıyor? Öncelikle bu konuyu açıklığa kavuşturmaktafayda var.

RAM, bir diğer adıyla Random Access Memory, sabit diskler veya SSD’lerden çok daha hızlı olan bir depolama birimidir. Fakat bu depolama birimini diğerlerinden farklı kılan, elektirkler kesildiğinde verilerin silinmesidir. Bu yüzden RAM bellekler daimi depolama birimi olarak kullanılamıyorlar, kullanılan bazı uygulamalarda ise maliyetinanılmaz yüksek oluyor.

Sabit disklerin 10 milisaniyelik erişim süresine oranla RAM bellekler 0.1 milisaniyenin bile altındaki erişim süreleriyle işlemcinin verilere inanılmaz bir hızda ulaşmasını sağlar. Yine en hızlı SSD’ler bile saniyede 500 MB veri okuma hızlarına ulaşırken RAM’lerde bu hız saniyede 25 GB’a kadar ulaşabiliyor. İşte bu yüzden RAM’ler daha uzun süre bilgisayarlarımızdaki yerini koruyacak.

Kaç GB sizin için yeterli?

Özellikle de DDR3 bellek fiyatlarının düşmesi yüzünden bir RAM çılgınlığıdır almış başını gidiyor. 8 GB RAM miktarı bir kenara, bazı üreticilerin sistemle bilikte 16 GB bellek sunduklarını görüyoruz. Peki gerçekte kimin bu kadar belleğe ihtiyacı var?

Öncelikle eğer oyunoynamayacaksanız 2 GB RAM kesinlikle sizin için yeteli olacaktır. Zira Windows 7′nin kendisi sık kullandığınız programları çalıştırmak için 1 GB belek kullanırken çalıştıracağınız diğer ofis gibi programlar da 1 GB’dan fazla bellek işgal etmeyecektir. Bu bağlamda 2 GB sizin için fazlasıyla yeterli olacaktır.

Eğer oyun oynayacaksanız da bu değerin 4 GB olması yeterlidir. Piyasaya çıkan oyunlar arasında henüz 4 GB’ın üzerinde sistem belleği kullanan bir oyun yok. Yine oyunların sistem belleğinden daha çokekran kartı belleğine bağımlı olduklarını da belirtelim. Tabi bu da ancak çok yüksek çözünürlüklerde söz konusu olan bir durum. Öte yandan bazı mühendislik uygulamaları 4 GB’ın üstüne çıkabiliyor. Burada da kullanacağınız yazılımın sistem gereksinimlerine bakmanız yeterli. Yoksa ne kadar çok RAM, o kadar hızlı bir sistem demek değil.

RAM kullanımı arttıkça sistem yavaşlamaz!

“Windows çok RAM yiyor” deyimi Windows XP döneminden kalma ve Windows 7 ile artık tamamen içi boş bir deyimden öteye gidemiyor. Buradaki amaç, çok RAM kullanan Windows’un sistemi yavaşlattığını belirtmek fakat bu Windows XP döneminde kaldı. Bu yüzden her yazılım gibi sizin de bu bilgilerinizi güncellemenin vakti geldi.

Sistemdeki RAM miktarına göre RAM kullanımını artıran veya azaltan Windows 7, ne kadar çok RAM kullanırsa o kadar hızlı çalışıyor. Aslında bilinçsiz kullanıcıların burada kendileriyle çeliştiğini görebilirsiniz. Eğer uygulamalar daha hızlı çalışmak için daha fazla RAM’e ihtiyaç duyuorsa, kendisi de bir uygulamalar bütünü olan Windows’un neden daha az RAM kullanması bekleniyor?

İşte Windows 7 ile birlikte gelen yeni mimaride, sık kullanılan veriler RAM belleğe yazılıyor ve böylece bu verilere gerektiğinde çok daha hızlı ulaşan Windows, daha hızlı ve anında tepkiler verebiliyor. Bu yüzden yazılımların ilk açılışına Cold Start yani soğuk başlangıç deniliyor. Zira ilk açılışta veriler sabit diskten okunurken diğer tüm açılışlarda bellekten daha fazla yararlanılıyor. Bu yüzden Windows 7 gibi modern işletim sistemlerinin çok bellek kullanması daha hızlı çalışması anlamına geldiği için bu işletim sistemlerini tercih eden kullanıcıların en az 2 GB sistem belleğine sahip olması şart.

Bir zamanlar popüler olan RAM boşaltma programlarının da Windows 7 ile geçerliliğini yitirdiğini görüyoruz.

MHz hiçbir şey, CL her şey.


İşlemciniz sadece 1066 Mhz desteklerken pahalı 1866 MHzbelleklere para yatırmanın mantıklı bir açıklaması mevcut değil. Ancak ve ancak hız aşırtma yapacaksanız işlemcinizin desteklediğinden daha yüksek frekanslı bellekler alabilirsiniz ki burada da MHz yerine CL yani CAS Latency değerine bakarsınız.

Column Address Strobe Latency olarak da bilinen bu değer, bellek kontrolcünün, bellek modülüne belirli bir kolondaki adrese erişerek buradaki veriyi alıp getirmesini emretmesinden sonra belleğin söz konusu veriyi alıp pinlere iletmesine kadar geçen süreyi belirler. Bu süre ne kadar kısa ise bilgisayarınızdaki işlem de o kadar hızlı ve kısa sürede gerçekleşir. Bu bağlamda CL değeri ne kadar düşük olursa, monitörlerin tepki süresinde olduğu gibi, bellek o kadar hızlıdır.

Yine CL değerini artırarak belleğin çalışma temposunu düşürebilirsiniz Bu da belleğin daha yüksek frekanslarda çalışmasını mümkün kılar. Örneğin 1066 Mhz CL7 bir bellek modülünü 1333 MHz CL9 hızlarına yükseltmeniz mümkündür.

Soğutuculu RAM’ler şart mı?

DDRI, II ve III derken bellekler çok yüksek hızlarda çalışmaya başladılar. Bu da beraberinde daha çok güç tüketimi gerektirdi. Küçük boyutlardaki elektronik devrelerde yüksek güç tüketimi çoğu zaman elektrik sıçramasına neden olur. Bu da devrelerin ısınmasına neden olur. Benzer durum RAM’ler için de geçerli. Artan güç tüketimiyle birlikte bellekler de ısınmaya başladı.

Aşırı ısınmanın sistemin kararlılığını düşürdüğünü gören bellek üreticileri de çareyi bellek kitlerini alüminyum soğutucular ile kaplamakta buldular. Özellikle de çok yüksek hızlarda çalışan bellek modülleri aşırı ısındıklarında sistemin mavi ekran vermesine neden olabiliyorlar. Bu bağlamda ısıyı düşüren soğutucular sistemin normal şartlarda çalışmasını sağlıyor.

Fakat oyun oynamıyor veya sürekli belleğe bağlı çalışan uygulamalar kullanmıyorsanız ekstra soğutuculu bellek modüllerine ihtiyaç yok. Son olarak ısının tozu çektiğini de söyleyelim.

RAM’lerinizin tozlanmasına izin vermeyin

Bütün sistem bileşenlerinde olduğu gibi bellekler de tozu hiç sevmiyorlar. Bellek modülleri üzerinde biriken toz, zamanla statik elektrik oluşumuna yolaçıyor. Çok hassas olan bellek modülleri de bu statik elektik yükü karşısında pek fazla dayanamıyorlar ve yanıyorlar. Tabii ki modülün tamamı yanmadığı için sistem ancak bozuk alana veri yazıldığında mavi ekran veriyor. Bu yüzden siz de sorunun tam kaynağını tespit edemiyorsunuz.

Belleklerin bu denli tozlanmasındaki en büyük etken de doğrudan işlemcinin yanında yer almaları. İşlemci soğutucusunun çektiği kirli hava doğrudan belleklere de üfleniyor. Sonuç olarak amanla burada birken toz modüllere hasar verecek düzeye geliyor. Ayrıca modülleri çıkarıp takarken de dikkat etmek şart. Zira bellek yuvasına kaçan tozlar yüzünden temas etmeyen birkaç pin bile bilgisayarın açılmamasına neden olabiliyor.

Bu gibi durumlarda anakartınızın kullandığı BIOS tipine göre üç kısa bip veya tek uzun bip gibi farklı uyarılar almanız mümkün. Bu konudaki kesin bilgiye de anakart kitapçığının en son kısmındaki “Troubleshoot” bölümünden ulaşabilirsiniz.

Ders Sahibi;

Yorumlar

Yorum Yapabilmek İçin Üye Girişi Yapmanız Gerekmektedir.

ETİKETLER