İşlemci Seçme Rehberi
“AMD mi almalı, yoksa Intel mi?” sorusunu, kendisine şimdiye dek hiç sormamış bir bilgisayar kullanıcısı yoktur. Gerçekten de özellikle masaüstü tarafında yıllar süren bir AMD ve Intel rekabeti oldu. Sanıyoruz ki bilgisayar kullanmaya devam ettikçe ve sistemimizi yenilemeyi düşündükçe, yine aynı soruyu kendimize sormaya devam edeceğiz. CHIP Online olarak yeni konumuzu işlemcilere ayırıyoruz ancak kesinlikle oflayıp puflamayın. Yazımızı mümkün olduğunca sade bir dille kaleme almaya gayret gösterdik ve piyasadaki mevcut farklı işlemci ailelerinin hangi kullanıcı gruplarına hitap ettiğini kıyaslamalarla ele aldık.
Söylediğimiz gibi AMD ve Intel rekabeti masaüstü bilgisayar tarafının bir değişmezi. Ancak taşınabilir tarafa baktığımızdaysa ne yazık ki AMD’nin esamesinin henüz tam anlamıyla okunmadığını görmekteyiz. Gerek taşınabilir bilgisayar, gerekse tablet arenasında firmanın geliştirdiği çözümler yok değil ancak Intel hem teknolojik, hem de medyatik yönden çok daha üstün. Kimse mutlaka AMD işlemcili bir ürün almak için mağaza mağaza dolaşmıyor çünkü her mağazada istekleri karşılayan ürün bulmak mümkün değil. AMD’nin mobil taraftaki durumu ne yazık ki sıkıntılı. Örnek vermek gerekirse AMD’nin Intel’in Ultrabook akımına Ultrathin konsepti ile yanıt vermeye çalıştığından kaçımız bu satırı okuyana kadar haberdardık? Microsoft Windows 8′li ürünler için geliştirilen AMD APU’ların da ürünlerde doğru düzgün olmadığını görüyoruz. Yazımızı yazarken yaptığımız kısa araştırmada Ultrabook, netbook ve tablet olarak piyasada henüz birer tane AMD işlemcili modellerin olduğunu gördük. Microsoft Windows 8′li ürünler daha da revaçtayken AMD’nin bir an evvel atakta bulunmasını diliyoruz. Çünkü diğer türlü herhangi bir rekabet ortamının varlığından bahsetmek mümkün değil.
AMD’de güncel soket yapıları
Gelelim bizi asıl olarak ilgilendiren masaüstü bilgisayar tarafına. Yazımızı çok fazla uzatmak istemediğimiz için, güncel olan soket yapılarında görev yapabilen işlemcileri ele alacağız. Tarihin tozlu raflarından bahsetmeye pek fazla gerek yok. AMD tarafına baktığımızda masaüstü ve son kullanıcı tarafında güncel üç farklı soket yapısı olduğunu görmekteyiz. Socket AM3 / AM3+, Socket FM1 ve Socket FM2.
2009 yılındaki Şubat ayının başında tanıtılan Socket AM3, o tarihe kadar güncel olan Socket AM2 ve Socket AM2+’ın yerine geldi. Üzerinde firmanın Sempron, Athlon II ve destekleyen Phenom II modellerini çalıştırabiliyordu. 941 tane temas noktası bulunan soketin en önemli avantajı güncel AM3 işlemcilerle birlikte DDR3 bellek kullanımına izin vermesiydi. Hatta AM3′ün gündeme geliş nedenini ağırlıklı olarak DDR3 kullanımı için diye özetleyebilmek mümkün. İlginç şekilde AM3 işlemciler AM2+ anakartlarda DDR2 belleklerle kullanılabiliyor ancak AM2+ işlemciler AM3 soketlerde -özel çözümler dışında- görev yapamıyordu. Socket AM3+ ise asıl olarak AMD’nin Bulldozer mimarisi için geliştirildi ve daha hızlı bir seri bağlantıya sahip. Daha çok elektriksel bir güncelleme olarak düşünülebilir ve çok çekirdekli platformları hedef alıyor. Halen daha güncelliğini sürdüren bir soket ve 942 tane bağlantı noktası içeriyor. Mevcut AM3+ soket yapısının firmanın bu yıl ve 2014′te yapacağı olası değişikliklerde de sürdürmesi bekleniyor. AMD, soket değiştirmekten hoşlanan bir firma değil ki zaten kullanıcıların en çok dikkat ettiği yönlerden biri de bu.
Firmanın ilk nesil A serisi işlemcileri için geliştirdiği (Llano) işlemci soketi FM1′den de biraz bahsedelim. 2011′in Haziran ayında kullanılmaya başlanan soket pek eskimiş sayılamaz ancak yerini artık Socket FM2′ye sahip Trinity işlemcilere bıraktı. Socket FM2 ise 2012′nin son çeyreğinin başından beri bizlerle ve şu anda A serisi işlemciler için en güncel seçenek. Socket FM1 ve Socket FM2′ye sahip anakartlar, işlemcilerinde entegre grafik çözümü içermesi nedeniyle özellikle fiyat / performans sistemleri için ideal.
Intel’de ne var ne yok?
Aslında AMD tarafında artık geçerli olan sadece Socket AM3+ ve Socket FM2 var. Intel’de de durum çok karışık değil. Zamanının en iyi işlemcilerini ağırlamış olan LGA 1366 için artık eski diyebiliriz. LGA 1156 ise işlemcilerin daha uygunfiyatlı oluşu nedeniyle biraz daha uzun ömürlü oldu ancak Intel artık tamamen LGA 1155′e odaklanmış durumda. Tüm Celeron, Pentium, Core i3, Core i5 -hatta bazı Core i7′ler bile- işlemciler LGA 1155 üzerinde çalışabiliyor. Doğrusunu söylemek gerekirse LGA 1156 / LGA 1366 döneminden şimdiki LGA 1155 / LGA 2011 dönemine geçiş pek bir keskin olmuş ve can sıkmıştı. Neyse ki Intel’in de yol haritasında şimdilik bir soket değişikliği yok.
LGA 2011 soketi ise az önceki cümleden de anlayabileceğiniz gibi LGA 1366 yerine geldi. Pahalı ve en yüksek performanslı işlemcileri destekliyor. Dört kanal bellek kullanımı gibi ayakta alkışlanacak özelliklere sahip. Her iki işlemci üreticisi de aslında soket değişimleri yaparken işlemcilere ek yetenekler kazandırdı. Bir dönemler hatırlayacağınız üzere AMD işlemcilerin temel farkı bellek denetleyicisini bünyesinde barındırmaları oldu. Sonrasında Intel de bellek denetleyicisini köprüden çıkararak işlemci içine aldı. Derken AMD tarafında işlemci içine grafik çekirdeği alındığı haberleri de geldi ve güzel örnekler görmeye başladık. Benzer şekilde Intel’in de bir süre sonra AMD’nin izinden gittiğini gördük. Dikkat edilmesi gereken bir nokta var: Kimse kimseden kopyalamıyor ancak aklın yolu bir. Böylece işlemciler daha yetenekli hale geldi ve anakart üreticilerinin işi kolaylaştı. Doğal olarak işlemci üreticilerinin ettiği kar da yükseldi. Artık işlemci ailelerinden bahsedebiliriz. Öncelikle AMD’nin yetenekli A ailesini ele alalım.
AMD A4, A6, A8, A10 işlemciler
Merak etmeyin Audi’den bahsetmiyoruz. Firmanın isimlendirmesi böyle. AMD’nin ATI’ı bünyesine katmasından sonraki en büyük meyvesi Fusion oldu. Fusion aslında bir işlemci değil ve APU (hızlandırılmış işlemci) olarak adlandırılıyor. Yani CPU (işlemci) ve GPU (grafik işlemci) güçlerini bir araya getiren apayrı bir yetenek. Piyasada gördüğümüz A4, A6, A8 gibi modellerin tümü APU. Bizi daha çok Virgo platformunda APU’nun adını Trinity (A10), Weatherford (A8, A6) ya da Richland (A4) olarak duyuyor olacağız. Çok da kafa karıştırıcı değil. A8 ve A10′lar dört çekirdekli işlemciler barındırıyor. A4′te sadece çift ve A6′da ise çift, üç ve dört çekirdekli modelleri görüyoruz. Yeni APU’larda bağlantı önceki nesil Socket FM1 yerine Socket FM2 yani anakart değiştirme şartı var ki bu durum gerçekten de can sıktı denebilir. Yeni Soket FM2 anakartlar için AMD A85X serisi yonga setleri hazırlanmaya başlandı. Önceki nesil AMD A55 ve AMD A75 yonga setli anakartlarda hem Socket FM1, hem de Socket FM2 modellerle karşılaşabilmek mümkündü ancak en yeni AMD A85X’te sadece Socket FM2 işlemcilerin kullanımı mümkün olabilecek. Serinin amiral gemisi olan AMD A10 işlemciler için zaten Socket FM2 dışında şansınız yok.
Fiyat aralıklarını ele alacak olursak piyasada şu an AMD A4-3300′ü 89 TL’ye rahatlıkla temin edebilirsiniz. Çift çekirdekli ve 32 nm teknolojisi ile üretilmiş olan işlemci 2.5 GHz hızında çalışıyor ve Llano mimarisinde. Uygun fiyatlı bir sistem kurmak isteyenler için eşsiz seçenekler arasında çünkü bir de bünyesinde 444 MHz’lik (Radeon HD6410D) bir grafik çekirdeğini barındırıyor. Doğal olarak 1 MB gibi düşük bir L2 önbellek içeriyorlar. Serinin en önemli özelliği çift çekirdekli olması ve kullanıcıları ek bir ekran kartı maliyetinden kurtarması. Amiral gemisi konumundaki dört çekirdekli AMD A10-5800K’da ise –buradaki K takısı çarpan kilidi açık anlamına geliyor- 800 MHz’lik Radeon 7660D’yi içeriyor. İşlemcinin hızı 3.8 GHz gibi yüksek bir değerde ve 4.2 GHz’e anlık hız artırımı yapabiliyor. 4 MB önbellek bulundurması da işlemciyi performans seviyesine yaklaştırıyor. Seçim yapabileceğiniz onlarca işlemci var ve bütçeniz bu noktada önemli. En pahalı işlemci bile 299 TL olduğundan küçük oynamalarla daha iyi bir işlemci tercih edebilme şansı var.
AMD A serisi işlemciler ilk etapta bir grafik kartı gerekmeyen sistemler için kesinlikle mükemmel. İşlemcilerdeki grafik çekirdekleri son derece yetenekli ve birçok oyunun tadına bakmanızı sağlayabilecek türden. Elbette iyi bir oyuncu sisteminde iyi bir grafik kartı olmalı ancak sonradan bir grafik kartı ekleseniz bile yüksek seviye bir AMD A işlemci ile birçok işi başarabilirsiniz. Fiyatına göre performansa odaklıysanız mutlaka tercih etmenizi öneririz. Seri, düşük güç tüketimi nedeniyle birçok ev ve ofis bilgisayarı için de hayat kurtarıcı nitelikte.
AMD Sempron, Athlon II ve AMD Phenom II’ye dikkat
Dediğimiz gibi fazla kafa karıştırmadan işlemci ailelerini size basit şekilde anlatmaya devam ediyoruz. Uygun fiyatlı Sempron’lar artık pek tercih edilmiyor çünkü Athlon II gerçekten iyi bir konumda. Piyasada tek çekirdekli ve 2.8 GHz’lik Sempron 145 işlemciyi 50 TL’ye alabilirsiniz ancak üzerine biraz daha ekleyip Athlon II’ye yükselmek çok daha akıllıca. Firmanın Athlon II ve Phenom II modelleri fiyat /performans odaklı ancak Phenom II, ağırlıklı olarak performans seviyesi modelleri kapsıyor. Hatta Phenom II’lerin tümünün performans amacıyla geliştirildiğini söyleyebilmek mümkün. Zirvede ise FX serisi var. Athlon II ailesinde çift, üç ve dört çekirdekli işlemciler var. Masaüstüne hitap eden seçenekler 65W ile 100W’lık güç değerlerine sahip. Enerji tasarruflu yani model kodunun bitişinde “e” içeren modelleri saymazsak güncel Athlon II X2 modellerinin 2.8 GHz’den başlayarak, 2.9 GHz hariç 3.4 GHz’e kadar 100′er MHz’lik artırımlı modellere sahip olduğunu söyleyebiliriz. AM3 uyumlu olan Athlon X2′ler 2 MB önbellek içeriyorlar ve 45 nm üretim teknolojisine sahip. 250 modelinin (3.0 GHz) fiyatı 89 TL seviyesinde. 3.4 GHz’lik 270 modeli ise 109 TL. Gördüğünüz gibi çok büyük farklar yok. Üç çekirdekli Athlon II X3 modelleriyse fazla sayıda değil. 95W güç tüketimi ve 1.5 MB önbellek işlemcilerin ortak özellikleri. 450 modeli 3.2 GHz frekansa sahip. 455′te değer 3.3 GHz ve 460′da değer 3.4 GHz oluyor. 450 modeli 132 TL’ye alınabiliyor. 460 ise 187 TL. Athlon II X3′ün bir çekirdeği fazla olsa da düşük önbelleği yüzünden pek sevemiyoruz. En çok tercih edilen dört çekirdekli Athlon II X4′lerde ise 2.6 GHz ile 3.1 GHz arasında değişen modeller var. AM3 soketini destekleyen modeller 95W güç tüketiyor ve 2 MB önbelleğe sahip, dahası 45 nm tekniği ile üretiliyor. Yeni nesil Socket FM1 uyumlu olanlarsa 100W tüketime sahip ancak 4 MB önbellek içeriyor ve 32 nm üretim tekniğine sahip. Athlon II X4 641′i 152 TL’ye alabilirsiniz. 3.0 GHz’lik 651 modeliyse 179 TL’ye alınabiliyor. Gördüğünüz gibi dört çekirdek artık çok daha mantıklı.
Phenom da FX serisi ile Athlon II arasında bir deneyim yaşatıyor. Ürün ailesinde çift, dört ve altı çekirdekli modeller var ve tüm modeller Socket AM3 destekli. Güç tasarruflu modelleri göz ardı ediyoruz ve çift çekirdekli olan iki farklı model var. 45 nm tekniği ile üretilen modeller 1 MB önbelleğe sahip ve 80W güç tüketimine sahip. 560 modeli 3.3 GHz saat hızında ve 565 modeli de 3.4 GHz saat hızında. Şu anda piyasada bulmak oldukça zor. Hatta altı çekirdekli modellerle karşılaşmak da zor. Baktığımız zaman sadece dört çekirdekli 945, 955 ve 965 modellerinin varlığını görüyoruz. 3400 MHz’lik Athlon II X4′ü yaklaşık 200 TL’ye edinebilirsiniz. 6 MB önbellek içeren ve 3.7 GHz’e kadar uzanan frekanslar başarılıydı ancak 125W değeri ve overclock sıkıntısı işlemcilerin satışını biraz kesti. AMD’de artık Bulldozer mimarisindeki FX işlemcilere odaklandı. AMD’nin 990FX yonga setli anakartları ile iyi bir ikili olabilirler.
Zirve noktası: AMD FX
Firmanın en çok üzerine düştüğü işlemciler yeni nesil FX ailesi. Aile dört, altı ve sekiz çekirdekli işlemcilerden oluşuyor ve toplam 12 farklı modeli içeriyor. Elbette hepsini her an piyasada bulamayabilirsiniz. Dört çekirdekli olan FX 4100 ve FX 4170′te 4 MB L2 ve 8 MB L3 önbellek bulunuyor. FX 4100 3.6 GHz ve FX 4170 4.2 GHz frekanslara sahip. FX 4170 şu an itibariyle ülkemizde yok ama FX 4100′ü 219 TL’ye alabilirsiniz. Model kodunda geçen “4″ işlemcinin dört çekirdekli olduğunu ifade ettiğinden işimiz biraz daha kolay. 3.8 GHz’lik FX 4130 ve 3.8 GHz’lik FX 4300 de iyi işlemci ancak L3 önbelleğinin 4 MB olması diğer modeller karşısında şansını zora sokuyor. Altı çekirdekli olan FX 6100, FX 6200, FX 6300 modellerinin tümü 6 MB L2 önbellek ve 8 MB L3 önbellek içeriyor. Sadece 3.8 GHz’lik FX 6200 125W’lık tüketime sahip. FX 6100′ün frekansı 3.3 GHz ve FX6300′ün de 3.5 GHz. Fiyatlarsa sırasıyla 239 TL, 287 TL ve 291 TL. Sekiz çekirdekli modellerdeyse L2 ve L3 önbelleklerin ikisi de 8 MB. Sadece FX 8100 95W güç tüketimine sahip ve diğerleri 125 MB. Tüm FX ailesinin 32 nm teknolojisi ile üretildiğini ve AM3 soket olduğunu unutmadan söyleyelim. Modeller sırasıyla FX 8100 (3.1 GHz), FX 8120 (3.1 GHz), FX 8150 (3.6 GHz), FX 8320 (3.5 GHz) ve son olarak FX 8350 (4.0 GHz). Fiyatlar FX 8120 için 312 TL, FX 8150 için 376 TL, FX 8320 için 361 TL ve son olarak FX 8350 için de 414 TL. Gördüğünüz gibi FX serisinden bir işlemci almak korkutucu rakamlarda değil. 4.0 GHz’lik ve sekiz çekirdekli en iyi model bile 414 TL. Bütçeniz varsa hiç düşünmeden alın. Bütçeniz yoksa da bizce altı çekirdekli FX 6100′ü 239 TL’ye alarak iyi bir hamle yapabilirsiniz. Merak edenler varsa hemen söyleyelim FX 8100 ve FX 8200 aynı frekansta ve fark turbolama frekansından kaynaklı. Biri turboladığında 3.7 GHz olurken, diğeri 4.0 GHz oluyor. Buna bağlı olarak da FX 8120, 95W yerine 125W tüketime sahip.
Intel Celeron ve Pentium hala yaşıyor!
Hey gidi hey demeden edemiyoruz ama bir dönem Pentium herkesin sahip olmak isteyeceği bir işlemciydi. Sorun bütçe olduğunda Celeron yardıma koşuyordu. Şimdiyse Core i3, Core i5 ve Core i7 gibi seçenekler varken pek yüzlerine bakılmıyor desek hata etmemiş oluruz. Pentium almak yerine üzerine 100 TL daha koyup Core i3′e yönelmek mümkün olabiliyor. Ancak doğru konuşmamız lazım, Intel tarafında fiyatlar AMD’de olduğu gibi tadından yenmeyecek düzeyde değil. Cebinizi cayır cayır yakacaktır. Dolayısıyla bütçe konusuna çok dikkat etmelisiniz. Şöyle diyelim fiyatlar 120 TL’den başlıyor ve 2279 TL’ye gidiyor. AMD’de olduğu gibi 50 TL ve 414 TL gibi aralıklar ne yazık ki yok. Bir not daha: AMD’deki en iyi işlemciye vereceğiniz parayla Intel’in Core i5 3330′unu alabiliyorsunuz. Bahsi geçen işlemci orta seviyenin biraz daha altında bir konumda. Yani üst seviyeye yaklaşmıyor. Dört çekirdekli ve 3.0 GHz frekansta. Seçim işi biraz daha zor. Biz Celeron ve Pentium’lara geri dönelim.
Eskiden olsa işlemcilerin ailelerinin birbirlerine rakip olduklarını söyleyebilirdik. Örneğin vakti zamanında AMD’nin Athlon XP’si ve Intel’in Pentium 4 işlemcileri sıkı bir rakipti. Şimdiyse artık karşı aileleri kıyaslamak çok da doğru değil. Örneğin biraz önce de bahsettiğimiz gibi AMD’de en iyi işlemciyi alacağınız parayla Intel’de ortanın altında bir işlemci alabiliyorsunuz. Celeron ve Pentium işlemciler için tabiri caizse bilgisayarı çalıştırmak için kullanabilirsiniz. Yani performans beklemeyin ve multimedya işlerine fazla bulaşmayın. Düşük güç tüketimli ve ofis uygulamalarının çalışacağı sistemler için yeterli gelebilir ancak iş hayatında da artık bol bol multimedya içeriği bulunduğunu unutmayın. En azından Core i3 bir işlemci alın. Bildiğiniz üzere Celeron çok da performanslı olmayan tek / çift ve Pentium modelleri çift çekirdekli yapılara sahip. Kesinlikle tavsiyeetmediğimizden modelleri de irdelemeye gerek yok diye düşünüyoruz.
Intel Core i3 ve Core i5 aslında yeterli
Intel cephesinin en çok tercih edilen işlemcileriyle birlikteyiz. Ailede bir de Core i7 var ancak biz biraz daha bütçe odaklı ilerlemeliyiz. Intel Core i3′ün geliştirilmesindeki amaç herkesin yeterli düzeyde multimedya deneyimini çok fazla para harcamadan yaşayabilmesi. Ancak isteklerinizin boyutu genişledikçe standart bir işlemci ile çok da fazla zaman geçiremeyeceğinizi söyleyelim. Eğer daha satın almadan “beni kesmeyebilir” diyorsanız Core i5 modellerine bakın çünkü mevcut Core i3 işlemcilerin hepsi çift çekirdekli. Bu arada yeri gelmişken Intel’in de işlemcilerinin içinde grafik çekirdeğine yer verdiğini belirtelim. Grafik konusu çok ayrı bir konu olduğu için değinmeden geçiyoruz. Tüm işlemcilerde artık üçüncü nesle geçilmiş durumda. Dolayısıyla tavsiye ve örneklerimizi de bu şekilde yapacağız ancak cazip ikinci nesil seçeneklerinin de kampanyalar dahilinde atlanmaması gerekebilir.
İlk etapta üçüncü nesil Core i3 modellerini ele alalım. Entegre grafik performansı da sizin için biraz önemliyse yeni nesil bir işlemci tercih etmek daha uygun olacaktır. Bugün Core i3 işlemcilerde yoğun şekilde Intel HD Graphics 4000 tercih ediliyor. Taşınabilir odaklı seçenekleri geride bırakırsak, en uygun fiyatlı işlemcinin temini biraz zor olan Core i3 3210 olduğunu söyleyebiliriz. 55W güç tüketimine sahip olan işlemcide 3 MB önbellek bulunuyor ve 3.2 GHz çalışma hızı tanımlanmış durumda. Tercihinizi şu an üçüncü nesilden sadece Core i3 3220′den yana kullanabilirsiniz. 260 TL değerindeki işlemcinin frekansı 3.3 GHz seviyesinde. 3.4 GHz hızında olan Core i3 3240 ise 326 TL’lik bir fiyat etiketine sahip. Yeri gelmişken işlemcilerin tümünün 22 nm tekniği ile üretildiğinin altını çizelim. Core i3 3220 ile aynı karakterde, ancak grafik yönü biraz daha güçlü olan Core i3 3225 içinse 297 TL ödemelisiniz. Fiyatlar çok fazla fark etmediğinden üçüncü nesli tercih edin ancak dediğimiz gibi ikinci nesil işlemcileri de güzel fiyatlara avlamanız olası.
Core i5 seçiminizi de arada çok bir fiyat farkı olmadığından üçüncü nesilden yana yapmanız faydanıza. İkinci nesil seçeneklerin satışı halen sürüyor. Kolay bir şekilde ayırt edebilirsiniz. İşlemcinin model adının 2 yerine 3 ile başlaması, üçüncü nesle ait olduğunu gösteriyor. En uygunfiyatlı olan Core i5 3330′un fiyatı 405 TL seviyesinde. Dört çekirdekli işlemci 3.0 GHz hızda çalışıyor ve 6 MB’lık önbelleğe sahip. Tüm modeller 22 nm tekniği ile üretiliyorlar. TDP için açıklanan değerse 77W. Zirve noktasındaki işlemcinin ise Core i5 3570K (3.4 GHz) olduğunu görüyoruz. Dikkat etmeniz gereken K takısı, işlemcinin çarpan kilidinin olmadığını yani overclock’a müsait olduğunu ifade ediyor. K takısı olmayan işlemci overclock yapmayı düşünmeyenler için ancak biraz heyecandan zarar gelmez. Aralarında düşük bir fiyat farkı var. Bahsi geçen çok kıymetli işlemci için de 500 TL’yi gözden çıkarmak gerekli. Fiyatlardan da bahsedip son aile olan Core i7′lere geçelim. 3.1 GHz’lik Core i5 3450S’i 410 TL’ye alabilirsiniz. S takısı işlemcinin biraz daha düşük güç tüketimine sahip olduğunu ifade ediyor. S takısı olmayan sürüm de aynı fiyatta.Performans farkları yok. Core i5 3470′ise 430 TL’ye bulunabiliyor ve farklı olarak sadece 3.2 GHz’lik saat hızına sahip. Zirve noktasında bulunan Core i5 3570K’nın küçük kardeşi Core i5 3550′ye ise 450 TL’ye sahip olabilirsiniz. Kardeşin frekansı sadece 100 MHz (0.1 GHz) daha az.
Bütçesine güvenenlere: Intel Core i7
Yine 3 model koduna sahip olan işlemcilere bakacağız ancak sağlam fiyatlara kendinizi hazırlayın. Ailede daha çok mobil işlemciler var. Core i7 37xx kodlu işlemciler LGA 1155 yapısını destekliyor. Core i7 38xx ve Core i7 39xx ise LGA 2011 yapısını destekliyor. Anakartınızı özel olarak seçmeniz gerekebileceğini unutmayın. 3.4 GHz’lik Intel Core i7 3770′in dört çekirdeği mevcut. 22 nm üretim tekniği ve 8 MB seviyesine çıkartılmış önbellek gayet iyi. Fiyat olarak en uygunu ve 636 TL’ye bulunabiliyor. En üst seviye Core i5 almayı düşünenler için cazip denebilir. Daha marifetli olan yani çarpan kilidi açık Core i7 3770K (3.5 GHz) 722 TL’den aşağı bulunamıyor. Core i7 3770 ve Core i7 3770K aslında en değerli işlemciler. Çünkü Intel’in henüz başka bir LGA 1155 destekli üçüncü nesil Core i7 işlemcisi yok. Yine eski nesle bakabileceğinizi unutmayın.
Core i7′ler gerçekten performans canavarları ve rakip tanımıyorlar. LGA 2011 ise sistem toplayıp en iyiyi kullanmak isteyenler için biçilmiş kaftan. Anakart fiyatları bile otomatik olarak fark ediyor. Zaten biraz önce de size dört haneli rakamlardan bahsetmiştik. En uygun olan seçenek 3.6 GHz’lik Core i7 3820. 666 TL’ye alınabilmesi mümkün. Asıl pahalı –ve tabii zirve performansı sunan- işlemcilerse yani Core i7 39xx serisinde. 12 MB önbelleğe sahip olan altı çekirdekli Core i7 3930K için ödenmesi gereken rakam 1275 TL. Bir diğer altı çekirdekli olan, 15 MB önbellekli ve 3.5 GHz’de çalışan Core i7 3770X ise 2279 TL. Pek yaygın olmasa da saat hızı 3.3 GHz olan Core i7 3960X’i de piyasadan temin edebilmeniz mümkün.
Derin bir nefes ve sonuç
İşlemciler hakkında epey bir yazıp çizdik. Kafanız karışmış olabilir ancak yine de bazı şeyleri biraz olsun netleştirdiğimizi düşünüyoruz. Yazımızda soket yapılarından bahsettik ancak bu sizin anakart ve işlemci seçiminizi de doğrudan etkiliyor. Demek istediğimiz işlemcinize uygun bir anakart alın. Her zaman en pahalısı en iyisi değil. Orta seviye bir işlemci için çok çok iyi bir anakart almanız gereksiz kalabilir. Eğer yakın zamanda terfi düşünüyorsanız ve anakartı daha uzun vadeli planlamışsanız o zaman masraftan kaçınmayın. Şayet bize soracak olursanız işiniz video düzenlemek değilse ve çok ağır programlarla çalışmıyorsanız işlemcinize 650 TL’den fazla vermeyin. Özellikle fiyat / performansaçısından bakıldığında AMD oldukça avantajlı. Anakart seçiminde hassas davranacağınıza eminiz ancak overclock niyetiniz de varsa önemli üreticilerin zirve seçeneklerine göz gezdirmek faydanıza. Overclock yapmayacaklar yine üst seviyede ancak taban bir modele yönelebilir ve aradaki farkla daha iyi bir işlemci alabilir. Yılların deneyimi olarak özellikle oyunculara da bir tavsiyede bulunmak istiyoruz. Bazen daha iyi oyun oynamak amacıyla 100 USD fark vereceğiniz bir üst işlemci modeli sandığınız etkiyi yaratmayabilir. O 100 USD’yi grafik kartına verin. Bize de hak vereceksiniz.
Açıkçası bu makaleyi hazırlamak bizim için çok daha fazla zaman aldı. Test sonuçlarına göz gezdirmek mantıklı ve her zaman arkasındayız ancak seçimde birçok kullanıcıyı fiyat etiketi daha yakından ilgilendiriyor. Yazımızda özellikle AMD tarafında bir işlemci almanın çok zor olmadığını sizlere aktardık. Bütçeniz müsaitse Intel tercih ederek daha güçlü sistemler elde edebilirsiniz ancak kendinize yapacağınız en büyük iyilik ihtiyaçlarınızı göz önünden geçirmek. Video prodüksiyon şirketi sahibiyseniz işlemcinize vereceğiniz iki bin küsür lira, çok da uzun olmayan vadelerde daha fazla çalışma verimi elde etmenizi sağlayabilir. Ancak yine dediğimizi tekrarlıyoruz: 650 TL’ye bugünün en iyi sistemini kuracak bir işlemci edinebilirsiniz. Oyuncular aradaki farkı gönül rahatlığı ile bir grafik kartına yatırabilir. Orada da dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Bir sonraki rehberimiz için hatta kalın.